Nurcihan Ekici

Spor ve Egzersizde Sağlıklı Beden

Spor ve Egzersizde Sağlıklı Beden

İnsan vücudunun, embriyolojik hayattan başlayarak doğuma kadar devam eden süreçte, en küçük hücreden en büyük sistemlere kadar gelişimi muazzam bir düzen ve uyum içinde devam eder. Bu süreçlerde hep hareket vardır. Bebek doğduğu anda ilk bakılan durumda da hareketi ve kıyamet koparırcasına ağlamasıdır. Bunlar o bebeğin sağlıklı olduğunun işaretidir. Kısacası, insan vücudu hareket edecek şekilde dizayn edilmiştir ve tüm organ ve sistemlerinde sağlıklı olması buna bağlıdır. Hiç aklınıza gelir mi ki, nefes alıp verdiğimizde içimizdeki organlar kendi aralarında bir düzenle hafif kayarak hareket eder. Çünkü; nefes almakta bir harekettir. Peki bunu sağlayan nedir ve bizim hareket sistemimizi düzenleyen nasıl bir sistem vardır?

Genel bilgilere göre, egzersiz ve spor yapmak için ihtiyacımız olan; kas, onu çalıştıracak olan sinir ve harekete izin verecek eklemler. Genelde sporda her zaman aranan iyi bir kas yapısı ve performanstır. Bunu sağlamak için de, ister elit sporcu olun isterse sağlık için egzersiz yapan kişi olun, konuya bu dar çerçeveden bakarsanız bu durum sizi fiziksel travmalara açık hale getirir.

İnsan vücudunun yüzde 70-80’i sudur. Şimdi sıkı durun! Peki bu su nerede dolaşıyor ve ne işe yarıyor? Hep bize tavsiye edilen şey, sağlıklı olmak için egzersiz yapmak, su içmek ve sağlıklı beslenmektir. Gerçekte böyle mi acaba? Bu konuyu biraz açalım.

Son yıllarda, insan sağlığı ve bilimi alanında yapılan birçok çalışmalarda; vücudumuzda işte bu suyu içinde muhafaza eden, mucizevi doku olan bağ dokusunun öneminden bahsediliyor. Bu hayati yapıya artık tıp dünyası, vücudumuzdaki her şeyin (iç organlar dahil) üstünü örten, birbirinden ayıran ve aynı zamanda 3 boyutlu bir ağ olarak birbirine bağlayan, tepemizden topuğumuza, derimizin altından kemiklerimize kadar bütün ve kesintisiz bir yapı olarak devam eden bu sisteme FASYAL SİSTEM diyor.

Bir sporcu için önemli olan şey, kasının yeterince güçlü ve esnek olması, eklem hareket açıklığının yeterli olması, sporda yaralanma riskinin az olması ve spor sonrasında bedeninin ağrısız ve çabuk toparlanabilmesidir. Hayal edin ki, vücudumuzda bir mucizevi bir ağ var ve bu ağ; sinir sistemi, kas-iskelet sistemi, kalbimiz, beynimiz ve akciğerlerimiz dahil tüm organlarımız ile bir uyum içinde çalışıyor. En önemlisi de bütün bu yapıların üstünü bir kılıf gibi örtüp aynı zamanda birbirine bağlıyor. Yani orkestranın şefi. Bu yapının vücutta sağladığı entegrasyondan dolayı; sporcu için bu yapının sağlıklı olması gittikçe daha da önem kazanıyor. Düşünün ki kasımızın üzerindeki bu kılıf gergin ve siz içindeki kası geliştirmeye çalışıyorsunuz. Bu durumda yaptığınız şey aslında gereğinden fazla eklemlere yük bindirmektir. Siz bunu pek fark etmezsiniz ve aylarca süren bu mikro travma bir gün, hiç tahmin etmediğiniz bir yerde, ağrı ya da rahatsızlık olarak kendini göstermeye başlar. Şimdi şu soruyu soruyorsunuz değil mi? Peki nasıl anlarım bağ dokumun yani fasyamın sağlıklı olup olmadığını?’

Eğer sıklıkla aşağıdaki durumları yaşıyorsanız bu durum size fasyal sisteminizde sıkıntıların   ve vücutta dehidrasyonun başladığına işaret edebilir;

-Postür bozukluğu ve yorgunluk

-Yataktan kalkarken zorluk

-Sindirim bozukluğu ve kabızlık

-Uyku düzensizliği

-Uzun süre ayakta durma ya da oturmada zorluk

-Huzursuz bacaklar ya da kramplar</p

-Sert kaslar ve kaslarda ağrılı noktalar

-Depresyon ve anksiyete

-Enerji düşüklüğü

Yukardaki durumların varlığı belki büyük bir sorun olmadığı için dikkatinizi çekmeyebilir fakat, bunların varlığı yaptığınız spor yada egzersizin vücutta istenilen sağlıklı etkiyi engellemesi ve sizi fiziksel travmalara açık hale getirebileceği anlamını taşımaktadır.

Sağlıkla ve hareket içinde kalın.

Tags: