Solheim Cup 2019’un son günü tekli maçlarını izlemek zevkli, bir o kadar da heyecanlıydı.

Son deliğin son putt’ına kadar da heyecan devam etti.

Amerikan Takımı 18. Green’in kenarında toplanmış şampanyayı patlatmak üzereydi ki…

 Suzann Pettersen putt’ lattı.

Avrupa Takımı’nın Kaptanı Catriona Matthews’un seçimi, 38 yaşındaki Norveçli Pettersen, 18. delikte muhteşem bir vuruşla greene girdi ve deliğe bir buçuk metre kadar uzaklıkta, mükemmel bir “backspinn” ile topunu durdurdu.

Rakibi Amerikalı Marina Alex de aynı şekilde greene girmiş, o da “birdie” ye atıyordu.

Sokarsa Amerika kupayı kazanacaktı.

Ama kaçırdı.

Yılların deneyimi Pettersen soğukkanlı ve kararlı…

Ve Pettersen‘in putt’ı…

Sanki o topun deliğe ulaşması saatler sürdü.

Ve mutlu son…

Kupa 14.4 puanla 2013’den beri kazanamayan Avrupa Takımı’nın…

Galibiyet son deliğin son putt’ında geldi.

Bu maçtan gene iki tane ders çıkarttım kendimce.

Birincisi, Amerikan Takım Kaptanı Juli Inkster’in Avrupa Takımı’nı samimi ve gönülden alkışlaması ve iltifat dolu sözlerle tam bir centilmenlik örneği sergilemesi.

İkincisi ise maçın son deliğine kadar oyunu bırakmamanın gerekliliği.

Bu iki konu hiç değişmiyor.

Centilmenlik ve maça sonuna kadar asılmak.

Heyecan

Her zaman ve her yerde aynı şeyi söylüyorum.

Heyecanımı yenmeye çalışmıyorum.

Çünkü beynime “heyecanlanma” diye olumsuz bir komut vermem imkansız.

Peki ne yapmak lazım?

Ben heyecanımla dost olma yolunu seçiyorum ve diyorum ki,

İki türlü heyecan var.

Birincisi olumlu.

Seni korumaya çalışıyor, uyarıyor, kolluyor.

“Dikkatli ol, bütün olanakları göz önünde bulundur ve öyle vur” diyor.

Bunda hiç bir problem yok.

Hatta memnun oluyorum, “tamam” deyip teşekkür ediyorum.

İkincisi ise olumsuz.

Bana olumsuz mesajlar veriyor.

Örneğin “bunker” da iken;

“Yapamazsın”, “daha önce denedin olmadı”, “çok zor, çıkamazsın” gibi.

“Eyvah şimdi ne yapacağım” diyeceğime bu uyarıyı “geribildirim” olarak alıyorum.

Demek ki diyorum “daha fazla bunker çıkışı çalışmam lazım”.

Çünkü heyecanım, sesini “sus” deyince kesmiyor.

Aksine daha yüksek sesle, bana karşı geliyor.

Beni heyecanlandırarak olumsuz etkilemeye çalışıyor.

Sonuç olarak, heyecanımla olumlu iletişim içinde olmam gerektiğini öğrendim.

Bir diğer deyişle “kendimle barışık olmayı” öğrendim.

Ataşehir Golf Club ve Genç Golfçüler

Ağustos ayında Ataşehir Golf Kulübü’nde “Mental Golfün Yedi Kuralı” adlı bir sunum yaptım.

Aslında katılımcılarla yıllardır edinmiş olduğum deneyimlerimi paylaştım.

Kırk kadar katılımcı arasında senyörler kadar genç, pırıl pırıl, gelecek vadeden kız ve erkek golfçüler de vardı.

Yapmış oldukları yorumlar ve sordukları sorular golf sporu ile ne kadar yakından ilgilendiklerini gösteriyordu. Bu da beni son derecede mutlu etti.

AGC yeni olmasına rağmen yönetimiyle, vizyonuyla örnek bir kulüp olma yolunda.

Umarım kulüp olarak bu gençlere gereken önemi ve desteği vermeye devam ederler.